Bataklıkta çarpıcı keşif: ‘2 bin 500 yıllık gizemli ceset’

Kalıntıların 2 bin ila 2 bin 500 yıllık olduğu, ancak garip bir şekilde çok iyi korunduğu ve iskeletin üzerinde pembemsi deri parçaları ve tırnaklar kaldığı ortaya çıktı.

Co Derry’deki Bellaghy yakınlarında bir bataklık arazide bulunan kalıntıların, Queen’s University Belfast uzmanları tarafından yapılan radyokarbon tarihlemesi sonucunda genç bir çocuğa ait olduğu ortaya çıktı.

Polisin ilk olarak geçen yıl Ekim ayında Bellaghy’deki turbalık arazinin yüzeyinde insan kemiklerine rastladığı belirtildi.. Belfast Live’ın haberine göre, ilk incelemelerde kalıntıların yeni mi yoksa eski mi olduğu tespit edilemedi.

Queen’s Üniversitesi’nden adli jeolog Dr. Alistair Ruffell şunları söyledi:

“Mezarlıkta bile olsa herhangi bir insan kalıntısı eğer kayıt altına alınmamışsa şüpheli bir ölüm olarak kabul edilir, haklı olarak. Burası çok karmaşık bir alan, bu yüzden elimden gelen yardımı sağlamak üzere arandım. Bu, bazılarımızın gördüğü Dublin müzesindeki bataklık cesetlerine benzemiyor. Bu farklı bir renk. Bu kişiler genellikle koyu renkli ve lekelidir. Bu birey hala açık, hatta pembemsiydi. Bu cesetlerden bazıları oldukça sağlam. Bazılarının kafası yok, bazılarının uzuvları yok, ama bu birey kısmen iskeletleşmiş ama etinin büyük bir kısmı kalmış.”

Sonuçlar, kalıntıları demir çağına yerleştiren yaklaşık 2 bin 100 yıllık bir tarihle geri döndü.

Dr. Ruffell, “Sonuçlar başka insan kalıntılarına dair hiçbir belirti göstermedi. Kalıntılar mevcut toprak yüzeyinin yaklaşık bir metre altında keşfedildi ki bu da radyokarbon tahminlerine uyuyor. Ayrıca, fosil ağaç kalıntılarından oluşan bir kümenin arasında yer almaları, cesedin ölmüş ya da bir çalılık veya ağaçlık alana gömülmüş veya akıntıya kapılmış olabileceğini düşündürmektedir” ifadelerini kullandı.

Dedektif Müfettiş Nikki Deehan ise şunları söyledi:

“İlk incelemede, kalıntıların eski mi yoksa daha yeni bir ölümün sonucu mu olduğundan emin olamadık, bu nedenle cesedi hassas ve profesyonel bir şekilde tam adli değerlendirmelerle kazmaya devam ettik. Bu yaklaşım aynı zamanda herhangi bir DNA kanıtının olası bir cezai soruşturma için güvence altına alınmasını da sağladı. Nihayetinde bu olayda böyle bir durum söz konusu olmadı.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir