İktidarın Ekonomik Adımları Dar Gelirliyi Sarstı
Ekonomi politikalarının ardından derinleşen krize çözüm arayışları, en çok çalışanı ve dar gelirli bireyleri sarsmış durumda. İstanbul Sanayi Odası, Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşunu incelediği (İSO 500) araştırmasını kısa bir süre önce kamuoyuyla paylaştı. Araştırmaya göre, işçilerin net katma değerden aldığı pay 2024 yılında %66.7 seviyesine ulaşmış durumda. Bu oran, 2018 yılından bu yana görülen en yüksek seviyedir. İSO 500 şirketlerinde ödenen maaş ve ücretler ise %90 artarak 818 milyar liraya yükseldi. Ancak sendika yetkilileri, bu artışta kıdem tazminatları, üst düzey yöneticilerin maaşları ve erken emeklilik hakkının etkili olduğuna dikkat çekti.
İşçilere Kriz Yükü
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkan Yardımcısı ve Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Özkan Atar, İSO 500 araştırmasına göre kişi başına brüt işçilik maliyetinin %86 arttığını belirtti. Toplam artışın yanı sıra kişi başına yapılan artışın da önemli olduğunu vurgulayan Atar, 818 milyar liralık brüt işçilik ödemesinin içinde ücretler, vergiler, sigorta primleri, kıdem tazminatları ve diğer ödemelerin yer aldığını ifade etti. Emekli sayısındaki artışın EYT etkisiyle devam ettiğini belirten Atar, kıdem tazminatları ve üst düzey yönetici ücretlerinin de dahil olduğu %86’lık artışın ortalama işçi ücretine yansımadığını söyledi.
‘En Yüksek Seviyede 2001 Yılından Beri’
Özkan Atar, “2022 ve 2023 yıllarında hükümet, enflasyonu yükselten politikalar uyguladı. Yerli ve yabancı sermayeye büyük miktarlarda kaynak aktarıldı ve Cumhuriyet döneminin en adaletsiz gelir dağılımı yaşandı” şeklinde konuştu. Hükümetin krizin yükünü emekçilere yüklediğini belirten Atar, memurlara %11, emeklilere %15 zam yapıldığını ancak 600 bini aşkın kamu işçisinin toplu sözleşmesinde herhangi bir gelişme olmadığını ifade etti.
Reel Ücretler OVP ile Baskılandı
Asgari ücret artışının %30 ile sınırlı kaldığını hatırlatan Atar, “Asgari ücret artışı, gerçekleşen reel enflasyonun yaklaşık yarısı kadar yapıldı. Açlık sınırının altında kalan asgari ücret, reel ücretlerin OVP politikalarıyla baskılandığı ve düşürüldüğü bir döneme denk geldi” diyerek reel ücretlerin korunması gerektiğini vurguladı.