Türkiye’deki son gelişmeler gündem yıldırım hızıyla değiştiriyor. Türk Hava Kuvvetleri’ne ait C130 askeri kargo uçağı Azerbaycan’ın Gence Havaalanı’ndan havalanmasının ardından Türkiye’ye dönüş yolunda Gürcistan sınırları içerisinde düşmesiyle 20 askerimizin şehit olması yüreğimizi yakarken, yargı gündemin merkezine oturdu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İBB yolsuzluk soruşturmasına ilişkin önceki gün 3 bin 900 sayfalık iddianamesini açıklaması Türkiye’yi hareketlendirdi. Ayrıca iddianame kapsamında da anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu’ndaki siyasi parti kapatmaya ilişkin maddelerin gereğince CHP yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirim yaratması ise ayrı bir tartışma yürüttü. Siyasette bu gündem hararetli bir biçimde sürerken, sporda da yürütülen bahis soruşturması tüm hızıyla sürüyor.
AYM ‘GÖREVSİZLİK’ KARARI VERDİ
Türkiye’deki bu denli hareketli gündem arasında ise Anayasa Mahkemesi (AYM) yargıda yeni bir tartışmayı başlattı. CHP’nin 21 Mayıs’ta TBMM Genel Kurulu’nda gerçekleşen Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) seçimlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulmasına ilişkin 22 Temmuz’da karara bağladı. AYM, söz konusu kararın gerekçesini 10 Kasım’da Resmi Gazete’den yayımladı. Yüksek Mahkeme, CHP’nin başvurusunu oy çokluğuyla “görevsizlik” gerekçesiyle reddetti. Kararın gerekçesinde; Meclis’in çalışma usul ve esaslarına yönelik bir düzenleme niteliğinde bir uygulamanın öngörülmediğini, bu nedenle anayasaya uygunluk denetiminin AYM’nin görev alanının dışında kaldığını kaydetti.
4 ÜYE KARŞI OY KULLANDI
Karar 11’e karşı 4 oyla alındı. AYM’nin çoğunluk görüşüne başkanvekilleri Hasan Tahsin Gökcan, Basri Bağcı ile üyeler Selahaddin Menteş ve Kenan Yaşar karşı oyla itiraz etti. Gökcan ve Bağcı ortak karşı oy gerekçesinde “konu bakımından yetkisizlik kararına katılmadıklarını belirtti. Üye Yaşar ise “mozaikleşmiş anayasa ihlali” yorumunu yaparken, Menteş de seçimin TBMM içtüzük hükümlerine göre yürütülmediğini ve HSK’nin seçim içtihadına uymadığını belirtti.
‘KENDİ İÇTİHATLARINDAN SAPMA GÖSTERDİ’
AYM’nin bu kararı ise önceki kararlarındaki içtihadından (anlayış, özel görüş) farklılık oluşturdu. Bu durum hukukçular arasında tartışma yarattı. Kararı gazetemiz Cumhuriyet’e değerlendiren eski AYM raportörü Ali Rıza Aydın, AYM’nin bu kararla farklı bir hukuk sistemini uyguladığını vurguladı. Aydın; “AYM 2016’dan beri TBMM’nin geleneksel kıta Avrupası hukuk sistemi yerine Anglosakson hukuk sistemindeki ‘özgürlükler yargısı’ sistemine göre karar veremeye başladı. Bu kararda bu tercihlerden biri olarak karşımıza çıktı. AYM kendi içtihatlarından bir sapma göstermiştir. Bunun siyasal okunması da o seçimin iktidar ağırlıklı sonuçlanmasının AYM’ce de onayladığını görüyoruz” dedi.
‘AYM FARKLI İÇTİHATLARLA KARŞIMIZA ÇIKABİLİR’
Gündemde “AYM’nin Meclis çoğunluğu kararlarında bir denetimsizliğe yol açtığı” tartışması doğdu. Bu tartışmaya yönelik Aydın; “AYM bir başka kararında farklı içtihatla karşımıza çıkabilir. ‘AYM bundan sonra çoğunluk esasına dayalı tercih edecektir’ yerine AYM’nin bundan sonra kendi içtihatları arasında ilkesel değişiklikler yaparak olaya, zamana, eylemin ve siyasetin yönüne göre değişik kararlar vereceğini görüyoruz dememiz daha doğru olur. Yani Meclis ve AYM uyum içinde hareket etmiştir” değerlendirmesinde bulundu.